Geçtiğimiz Kasım ayının 7-10 tarihleri arasında gerçekleştirilen Contemporary İstanbul 2013, 23 ülkeden 650 sanatçı ve 300 esere ev sahipliği yaptı. Birbirinden güzel kanvas tablo, kağıt ve farklı materyallerden yapılmış daha birçok tablo çeşidine kucak açan bu etkinlik sayesinde 70.000'den fazla ziyaretçi sanatla dolu bir hafta geçirmiş oldu. Etkinlik esnasında kimi sanatçılar galerilerle çalışma kararı alırken aynı zamanda birbirleriyle de tanışma olanağı buldular. Diğer yandan birçok ziyaretçi buradan birbirinden harika eserler ile ayrıldı.
Tabloların ev dekorasyonunda inanılmaz bir etkisi bulunmaktadır. Evin en çok yer kaplayan alanları olan duvarlar tablo ve çeşitli aksesuarlar ile harika bir şekilde süslenerek o alanın ruhunu değiştirir. Eğer sizinde ünlü ve ünlenmekte olan sanatçıların eserlerini alma imkanınız var ise duvarlarınızı donatabilirsiniz. O kadar bütçem yok diyenler için ise internet üzerinde birçok kanvas tablo seçeneği sunulmaktadır. Bu seçeneklerden dilediğinizi seçebilir ya da kendi seçiminiz olan bir görseli bastırabilirsiniz.
Sergi dolaşmayı seviyorsanız Contemporary İstanbul 2013 etkinliğini kaçırdım diye üzülmeyin. Hemen her dönem düzenlenen birçok sergi ve etkinlik bulunuyor. Bu sergileri istanbul.net.tr gibi birçok siteden takip etmeniz mümkün. Tabii kış aylarının gelmesiyle havalar biraz soğudu ve dışarı çıkmakta tereddüt yaşıyorsanız kendinizi motive etmeniz gerekecek o ayrı. Ama zaten yapılan işleri görünce insanın içi içine sığmıyor ve koşarak sergi salonuna gidiyorsunuz. Kış aylarında evde oturmaktansa bu tarz aktivitelere katılmak en güzeli. Öyleyse şimdi yapmanız gereken baza, gardırop ya da raflarınızdan kışlık kıyafetlerinizi çıkarıp, soğuğa karşı tam donanımlı bir şekilde hazırlanarak sergi salonlarının yolunu tutmak. Evde ya da iş yerinde bütün gün sandalye, koltuk üzerinde oturmak sizin de enerjinizi düşüren şeyler, enerjinizi geri getirmenin yolu ise bu tarz aktivitelerden geçiyor.
10 Aralık 2013 Salı
Sergi Etkinlikleri
2 Aralık 2013 Pazartesi
Sosyal Medyanın Kuralları
"Tam bir sosyal ağlar kurduyum. Günümün her dakikasında
online şekildeyimdir. Hiçbir zaman bildirimlerimi, mesajlarımı, mentionlarımı
kaçırmam. Biri bana mı ulaştı, kaçırmam. Biri cevap mı bekliyor, affetmem.
Direk cevaplarım. Gruplardaki ve sayfalardaki tartışmaları asla es geçmem, ufak
bir yorum da olsa bırakırım. Zaman zaman ateşli tartışmalara girip yaptığım
yerinde ve mantıklı yorumlarla takdir toplarım. Yorumların aranan adamıyımdır.
Bir yerde 'Ajan, fenasın', 'Yaaa cnm', 'Hahaha alemdir o' diye yorum
yazılıyorsa, ya ismim etiketlenmiştir ya da ben olduğum belli olacak şekilde
bahsediliyordur. Kısacası, sosyal medyanın piriyim.
Bu sosyal medya faaliyetlerimi paraya dönüştürme yolunda
adımlar atmak istedim. 'Sosyal Medyacı' denen meslek grubunu duyduğum andan
beri içim içime sığmadı. Dedim ki 'Ben zaten sosyal medyanın kurduyum, delisi
divanesiyim. Bütün günümü sosyal medyada geçiriyorum. Müthiş iş." Hep
yaptığım şeyi yaparken, üzerine bir de para kazanmak çok cazip gelmişti. Kolay
olacaktı. Öyle olmadı ama. Girdiğim sosyal medya ajansında yönetmem için
verilen hesaplardan aynı gün içinde atarlı şarkılar paylaşmam, "Senin
tarih yazdığın yerde ben silerim" diye durum güncellemesi yapmam ve özel
mesajla 3 üyeye açıkça yürümem üzerine işten atıldım.
Anladım ki bu iş öyle olmuyormuş. sosyal medya eğitimi
almadan, dijital pazarlama eğitimi konusunda hamleler yapmadan bu işin
kurallarını öğrenmek zormuş. Ben de paramı başka işlerden kazanmaya karar
verdim. Tabii sosyal medya çakallığından da vazgeçmedim. Hala her yorumun
arkasındaki ;) ifadesinde beni görebilirsiniz."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)